“Sevginin olduğu yerde hayat vardır.”
Yaramaz bir çocuğun gülümsemesini, munzur bir bakışı taşıyor yüzünde.
Kalbinin güzelliği yüzüne yansımış derler ya, işte öyle bir ışık var onda.
Tuttuğunu koparan bir duruşu; kendinden emin, sıcak, samimi ve sevgi dolu hâlleriyle hayata sevgiyle meydan okuduğu her hâlinden belli.
“Sabır, yüzünü ekşitmeden hayatı yudumlamakmış” derken, aslında hem kendi öyküsünü hem de nice kadının direnişini tarif ediyor.
Dida’nın sabrının sırrı; sevgisi ve o içten, yüreğe dokunan gülümsemesi.
26 yaşında genç bir kadınken önce mide, ardından kolon ve akciğer kanserine yakalanan; daha sonra hastalık karaciğerine ve beynine sıçrayan Dida Kaymaz’a doktorlar yalnızca altı ay ömür biçmişti.
Ama o bu öngörüyü değil, içindeki sevgiyi seçti.
Ve yedi yıldır hayatı, umudu ve insanları bırakmadan yaşıyor.
“Kimse, kanser karşısında teslim bayrağı çekmesin.
Sevgi, irade ve takdiri ilahiye inanmak, bu hastalık karşısında elimizdeki en güçlü koz.
Hayatı, nefesi ve sahip olduğum her şeyi çok ama çok seviyorum.”
En büyük işler, büyük hayalleri olan insanlarca başarılır.
Ve Dida’nın en büyük hayali, insanların hayallerine el sürebilmek…
Belki de tam “bitti” dedikleri anda onlara umutla tutunabilmek…
Dida Kaymaz, Kansersiz Yaşam Derneği’nin kurucu başkanı.
“Derneğin sosyal sorumluluk boyutu elbette çok büyük” diyor,
“ama işin içine bilim girdi mi, içimdeki sular durur.”
Her gerçekliğin ardında bir bilimsellik olduğunu, bilinçli bir toplumun önünde hiçbir şeyin duramayacağını savunuyor.
Bugün, yalnızca “kanser yaşanabilir bir hastalık olabilir mi?” sorusuna yanıt aramıyor.
Aynı zamanda önlenebilir olduğunu göstermek adına uluslararası projelerde aktif rol alıyor.
Hayal ettikleri büyük:
Kemoterapi merkezlerinin, yataklı, ses yalıtımlı ve sakinleştirici müziklerle donatıldığı, daha insanca tasarlanmış alanlara dönüşmesi…
6.100 kişiye ulaşacak gezici sağlık tırlarıyla, meme, rahim ağzı, ağız ve akciğer kanserlerine yönelik taramalar…
Ve bu taramaların sonuçlarıyla, Türk genetiğine uygun HPV aşısı geliştirilmesi için uluslararası araştırmalara katkı sağlamak…
Dida, ölümün kıyısından dönen ama elindeki sevgiyi bırakmayan bir kadın.
Bir elinde kendine uzanan yaşam ipi, diğer elinde başkalarının kalbine uzanan bir şefkat var.
Hayatla savaşmıyor; hayatı sevgiyle yeniden yazıyor.
Sevgili Dida…
Işığın hiç sönmesin.
Sen, gerçekten de hayata ruh üfleyen kadınlardansın.
