- “Kendi ” kalabilmeyi başarmış, geçmişteki ismini yeni çizgisiyle bu güne taşıyan bir mekan DOKUZ BUÇUK
- Mekanın hikayesine dair başka bilemediğimiz detaylar var mı? Sonuçta insanlar gibi mekanların da bir geçmişleri var…
- 1985 yılında Ahmet San’ın ortakları Murat-Celal İyriboz ,Alaattin Ulaş ve Mehmet Kamiloğlu’yla beraber yarattığı bir marka 9 ½. Bugün yaşı 40’ın üstünde olan ve yolu Çeşme’den geçen hemen herkesin bir hatırasının olduğu, yine Ahmet San’ın organize ettiği Uluslararası Çeşme Festivali’ne gelen LaToya Jackson’dan Modern Talking’e dönemin dünya yıldızı sanatçılarının uğrak yeri olan son yıllarında benim de ortağı olma ayrıcalığını yaşadığım Julio Iglesias’tan Gipsy Kings’e konserler verilen efsane bir mekan.
-Müşteri profiliniz nasıl ? Sizi daha çok kimler tercih ediyor?
40 Yaş ve üzeri. Ben 52 yaşındayım ve 6 yıldır yaz-kış Alaçatı’da yaşıyorum. Artık isteklerimi karşılayabilecek gitmekten keyif aldığım bir mekan bulmakta çok zorlandığımı fark ettim. Bu yüzden 9 ½ ismini 25 sene sonra dostlarım Uğur Acar ve Muharrem Öterbülbül ile birlikte sandıktan çıkartmaya karar verdik. Amacımız artık kaliteli mekan bulmakta zorlanan, çocuklarımızın gittiği mekanlara gitmek istemeyen ve o Alaçatı karmaşasında avaz avaz müzik çalan mekanlarda sıkış tepiş bulunmak istemeyen kendi jenerasyonumuza keyifli bir mekan yaratmaktı. Bu amaçla tarihi bir taş bahçede, ağaçlar ve çiçekler içinde, son derece romantik, keyifli, gelenlere kendini iyi hissettiren pozitif enerjili bir mekan yarattık.
Yemek ve eğlence kültürünü bir üst boyutta taşımak isteyenler için DOKUZ BUÇUK bu yaz döneminin en iyilerinden. Peki, nedir sizi diğerlerinden farklı kılan?
9 ½ ismi bana dayımın (Ahmet San) mirasıdır. Öncelikle bu markayı korumak ve hatta daha ileri taşımak ilk amacımızdır. Ticari amaçlar daha sonra gelir. Şu an ve bundan sonrasında ne yaparsak yapalım 9 ½ ismi altında yaptığımız her şeyi doğru yapmak ve markayı korumak zorundayız. Dayımın bana devrettiği bu bayrağı hakkıyla taşımak zorundayız. Ticari kaygılarla açılmış bir mekan değil 9 ½ . Biz mekanımızda insan adedi saymıyoruz, bizi kimin tercih ettiğine bakıyoruz.
Biraz da menülerinizden ve de speciallerinizden söz eder misiniz? Hangi yemeklerde iddialısınız?
Karmaşık, kafa karıştıran, ansiklopedik menülerden uzak durduk. Basit tuttuk menüyü. Özenti yabancı isimlere boğulmuyorsunuz menüyü okurken. Basit ve yalın. Yemekte şarap tercih edenlere de rakı tercih edenlere de makul fiyatta lezzeti sunan bir menümüz var. Keyfinizi de cüzdanınızı da bozmuyoruz. Alaçatı’da Alaçatı ruhunu yaşatmak istediğimizden otlu mezelerimiz mekana en çok yakışanlar bence.
Müşterilerinizin beğendiği, en sevdiği, rağbet ettiği yemekler hangileri?
Hepsi çok beğeniliyor ama ana yemek olarak en çok tercih edilenler dana kaburga ve kuzu incik. Başlangıç olarak da bresaola, burrata ve ızgara ahtapot çok tercih ediliyor.
Mekanlar için müzik olmazsa olmaz konumunda. Mekanınızda ne tür müzikleri tercih ediyorsunuz? Müzik tarzınız nasıl?
Yormuyoruz. Eski dostlarıyla buluşup sohbet etmek isteyenler için bir arkadaş kulübü 9 ½. Yemekten sonra barına geçip biraz Ajdaları biraz Sezenleri biraz eski 9 ½ ları biraz eski Şamdanları dinlerken kıpırdanıp sohbet edebileceğiniz bir kulüp.
Sizce, iyi bir mekanın olmazsa olmazı nedir?
Personel. Siz işletme sahibi olarak yatırımı yaparsınız, kararları alır prensipleri belirlersiniz. Aldığınız kararların belirlediğiniz prensiplerin uygulamasını da denetlersiniz ancak uygulamayı yapan ekibinizdir. İyi takım iyi oyunculardan, iyi orkestra iyi müzisyenlerden oluşur. Dünyanın en başarılı teknik direktörü de olsanız, dünyanın en ünlü maestrosu da olsanız kötü futbolcularla, kötü müzisyenlerle iyi bir şey yaratmanız mucizelere kalır. Mesleğinin en iyileriyle çalışmak ve onları mutlu etmek sizi başarıya götürecektir. Bir takım ticari matematik hesaplar yapıp vasat ve ucuz personel çalıştıran işletmeler vasat ve ucuz kalmaya mahkumdur.
Günümüzde gece hayatı ne durumda ? Eskiyle kıyaslanırsa nasıl bir sonuç çıkarıyorsunuz? Bu alanda daha iyiye mi yoksa daha kötüye mi bir gidiş var?
Bu bakış açısına göre değişir. Aşırı populerlik ve yoğun talep çok fazla eğlence mekanının açılmasına yol açtı. Bunlar içinde çok başarılı olanlar da olduğu gibi maalesef çok kötü işletmeler de var. Ancak bizde bir pazarcılık kültürü var. Biri bir şey yapıyor sonra herkes aynısını yapıyor. Benim Atatürk Lisesi’nden sınıf arkadaşlarım Şeref Seles ve Yankı Çilek 5 sene önce Şerefe Meyhaneyi açtıklarında Alaçatı’da hiç meyhane yoktu. Çok başarılı oldular ve işi bilsin bilmesin bunu gören herkes meyhane açmaya başladı. Bugün onlarca meyhane doldu Alaçatı’ya. Bu böyle olmamalı. Birbirinin aynı meyhaneler, aynı barlar, aynı beach clublar. Farklı özgün bir şeyler yaratmaya çalışanlar da özentiye kaçıyorlar. Alaçatı’ya beach club açıyorsun, palmiye, hurma dikiyorsun. Miami değil burası Alaçatı, zeytin ağacı dik.
Son olarak Çeşme’ye tatile gelmek isteyenlere bir işletmeci gözüyle tavsiyeleriniz var mı?
Dinlemek ve kafa dinlemek için Çeşme’ye geliyorsanız pek tavsiye etmem. Çeşme eğlence turizmiyle çarklarını döndüren bir kasabadır. Kısa ama yoğun sezonu denize girmek için gelenlere bile pek dingin alternatifler sunmaz. Ben Çeşme’ye gelmek istiyorum ama yorulmakta istemiyorum diyenlere Nisan-Mayıs ve Eylül-Ekim aylarını öneririm. Gezmek eğlenmek için gelenlere ise sınırsız alternatifler mevcut ama bütçenizin biraz zorlanacağından emin olmanız lazım.
MURAT USLU