Hilal Aysal Röportajlar6 Haziran 202116 Haziran 2021 bernakaya Yorum yapılmamış 1-Okurlarımız için sizi tanıyabilir miyiz? Özellikle kariyerinizle ilgili neler söylemek istersiniz?Royal Motors Baskan Yardimcisi, Rolls-Royce Motor Cars Istanbul marka yoneticisiyim. Turkiye’de moda ve tekstil tasarimi okuduktan sonra New York FIT’de egitimime devam ettim. 2013 yilinda Rolls-Royce Motor Cars’in Turkiye’ye resmi olarak gelmesiyle Royal Motors ailesine katildim. Royal Motors bir aile sirketidir ve bende bu ailenin bir uyesiyim.2– Halen Rolls-Royce Motor Cars’ın Marka Müdürü olarak görev yapıyorsunuz? İşinizden bahseder misiniz? Marka müdürünün sorumluluk alanına neler dahil?Bir marka yöneticisi markanın herseyinden sorumludur; satış, satış sonrası, pazarlama kollarında rol alır ve marka konumlandırmasını planlar. Markaya ait olan is akış sürecinin her detayindan haberdar olup müşteri isteklerini ve marka değerini ortak payda da buluşturur.3 – Roll-Royce Motor Cars in bünyesinde neler bulunuyor? Rolls-Royce Motor Cars Istanbul, kişiye özel ısmarlama programı da sunuyor. Ismarlama yoluyla kişiselleştirme hizmeti, müşterilere kendi parmak izleri kadar benzersiz bir otomobil oluşturma imkanı tanıyor ve bu özellik, dünya çapındaki ticaret için oldukça kilit bir etmen. Bu hizmet 44 bin dış boyadan, yıldız ışığı tavan döşemesindeki fiber optik elemanların kişiye özel bir araya getirilmesine ve ötesine kadar uzanıyor. Diğer yandan, üreticisi Rolls-Royce’un şu an sekiz farklı modeli bulunuyor; Dawn, Wraith, Ghost, Ghost Extended Wheelbase, Phantom, Phantom Extended Wheelbase, Phantom Drophead Coupé and Phantom Coupé.4-Moda eğitimi aldıktan sonra böylesi bir kariyer oldukça ilginç. Keşkeleriniz var mı hayata dair? Mesela, keşke moda ile ilgili bir şeyler yapsaydım dediniz mi hiç? Üç yılı askın bir süredir işimi cok severek yapıyorum. Başlarken kendime tutmaya devam ettigim bir söz verdim, 5 yil boyunca moda ile ilgili hic birseye dokunmayacaktım. Rolls-Royce cok koklu ve prestijin simgesi olan bir marka ve ben calismaya basladigimda hersey yeni basliyordu, baska biseyle ilgilenerek dikkatimi dağıtmazdım. Bazi zamanlar New Yorktan donmeseydim hayatim nasil olurdu diye düşünmüyor degilim ancak dogru karari vermis olmanin rahatliginida icimde yasiyorum. Birkac yil icerisinde de modayla ilgili calismalarim olacak.5-Araba kullanmayı çok erken yaşta öğrendiğinizi biliyoruz. Araba kullanmayı tutku boyutunda sever misiniz yoksa bu trafikte bir işkence midir araba kullanmak size göre?Araba kullanmayi tutku boyutunda seviyor olsamda trafikte araba kullanmak tabiki de iskence. Bu sonbaharda araba yarisi egitimime basliyor olacagim, tutkumu pistlere tasimak en cok istediğim şeylerden biri.6-Kadınların kötü şoför olduklarına dair zaman zaman özellikle erkek sürücülerin dillendirdiği bir görüş var. Siz buna katılıyor musunuz?Ne yalan soyliyim katiliyorum:) Genellemeye vurdugunuzda erkekler araba kullanmak konusunda daha basarililar ancak Turkiye’de ki trafik sartlari erkegi on plana cikartiyor cunku kadinlar daha kuralci davraniyor ki dogrusu da oyle olmasi. Avrupaya veya Amerika’ya baktigimizda ulkemizde gordugumuz buyuk farkliligi görmezsiniz.7-Otomobil dünyası erkeklere ait bir dünya. Bu dünyaya zaman zaman yabancılaştığınız oluyor mu?Hic hemde hiç yabancılaştırmıyor. Aile şirketimiz, Royal Motors 34 yıldır lüks araç ithalat ve satisi yapıyor yani babam bu isi yapmaya daha ben yokken baslamış. Ben arabaların icinde büyüdüm haliyle bu durum bende bir ilgi oluşturdu. Sektörde calışmaya başladığım zamanda ise çok hoş bir tezat yarattı. Erkek isi olarak betimlenen sektörde, kadınların ve yaşıtlarımın neredeyse olmadıgı bir segmentte çalışıyorum. Insanların karşısına yirmilerinin sonlarında bir kadın çıktığı zaman haliyle şaşırıyorlar ancak yabancılaştırma gibi negatif olarak degil pozitif bir sekilde.8-Lüks bir tutku mu yoksa bir ihtiyaç mı sizce?Lüks ne tutku olabilir ne de bir ihtiyac, lüks cok goreceli bir kavramdir. Kimi insanin luksu kimi insanin ihtiyaci olabiliyor. Lüks öncelikle konforlu ve zahmetsiz olup,şık,estetik vedeğerli olandır.9-Başarıyı nasıl tanımlarsınız? Mesela başarı, mutlak şekilde sonuç almak mıdır sizce? Elinizden geleni yapmanıza rağmen sonuç alamadığınızda bu durumu nasıl değerlendirirsiniz? Bu durumda kendinizi başarılı mı yoksa başarısız olarak mı görürsünüz? Bir seyi basarili olarak gorebilmeniz icin sonuc cok onemlidir. Sonuc olmazsa nasil basaridan soz edebiliriz ki. Ornegin; markaniz icin pazarlama yapiyorsunuz, pazarlama stratejiniz satisa donusmesse buna basari diyebilir miyiz? Kimi zaman elinizdekileri ne kadar dogru kullansaniz kullanin sonuc alamayabilirsiniz ancak orada da zamani ve kitleyi sorgulamaniz gerekir.10-Peki, mutlu olmayı mı başarılı olmak mı sizin için daha öncelikli?Benim icin mutlu olmak cok daha oncelikli. Aslında bu tavuk, yumurta misali. Mutlu oldukça başarırsınız, başardıkçada mutlu olursunuz.11-işin stresinden kurtulmak için kendinize özgü rahatlama yöntemleriniz var mı? Ne yaparak stres atıp kafanızı dağıtırsınız?Bir cok operasyonu ayni anda yonetmek zorundayim; fabrika, cozum ortaklari, satis, pazarlama… Durum boyle olunca stresimiz gozardi edilemez seviyeye çıkıyor. En cok kafamı boşaltan şey yürüyüş, köpeğimi alip kendimi sokaklara atıyorum, meditasyon yapıyorum, çeşitli kisisel gelisim terapilerine katılıyorum, gunümüz şartlarında artık bu bir lüks degil ihtiyac haline geldi, öyle bir tempoda calisiyoruz ki kendinize vakit ayirmazsaniz bir bakmışsınız zaman artik sizin aleyhinize işlemiş.12-Son olarak; bir insan hayatta başarılı olmak istiyorsa nasıl bir vizyona sahip olmalı, ne gibi ilkelerle hareket etmeli sizce? Bu bağlamda asla vazgeçmediğiniz ilkeleriniz var mı?Birşeyde basarili olmak istiyorsanız ilk once yapmaniz gereken, yaptığınız her şeyı her detayıyla cok iyi bilmek. Elinizdekinin farkında olmazsanız başarı sadece hayal olarak kalir. Sabirli olmak, basari elinizi siklattiginizda ayaginiza gelmez, siz yavas yavas onun ayagina gidersiniz. Esnek ve anlayisli olmak, her ne yapiyorsaniz yapin karsinizdaki insanlara anlayışlı olmayı ve her durumda esnek olmayı öğrenmemiz gerekir.