Kalemimin İlk Yola Çıkışı

Gazetecilik serüvenim 2008 yılında Tercüman Gazetesi’nde başladı. Kalemi ilk kez gündeme, topluma, sokağa uzattığım yıllardı. Haberlerin sadece olayları değil, insanın iç dünyasını da anlattığına; satır aralarında bir toplumun nabzının attığına ilk kez o yıllarda tanık oldum.

Güncel yazılarım, toplumsal gözlemlerim ve kültürel analizlerimle şekillenen bu yolculuk, yazıya ve insana dair tutkumun ilk profesyonel adımlarını oluşturdu. Yazmak, sadece haber vermek değil; anlamak, anlatmak ve bazen de anlamlandıramadığımızı birlikte taşıyabilmekti. O dönemden itibaren farklı sosyal gündemleri ele aldığım köşe yazılarım ve röportajlar, okuyucularla içten, samimi ve çoğu zaman da düşündüren bir bağ kurmamı sağladı.

Bugün hâlâ yazarken taşıdığım o sorumluluk hissi, belki de o ilk köşe yazılarımda kök saldı. Kalemin ucundaki sorumluluk, yalnızca bilgi aktarmakla sınırlı değildi; okuyanı gözetmek, dilin taşıdığı gücü fark etmek ve her cümlede bir iz bırakabilmekti.

Zaman içinde kurumlar değişti, platformlar dijitale evrildi. Matbaanın kokusu yerini ekran ışığına, basılı gazete sesi yerini bildirimlere bıraktı. Ancak sözün kıymeti değişmedi. İnsana, ifadeye, anlamaya ve birbirimizi duymaya duyulan ihtiyaç ise hep baki kaldı. Kelimenin zamanla nasıl evrildiğine, toplumun nabzının nasıl değiştiğine ve insanın en derin ihtiyacının hâlâ anlaşılmak olduğuna tanıklık ettim. Hâlâ inanıyorum: Bir cümle bazen suskunluk kadar derin, bir kelime bazen bir hayat kadar etkili olabilir.

İşte bu inançla yazmaya, anlamaya ve anlatmaya devam ediyorum.

İlk kalem izimden bugüne… Bu satırlar, yalnızca geçmişe bir selam değil; aynı zamanda yeni nesillere, kelimenin gücüne duyulan bir inancın hatırasıdır.

— Berna Kaya

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir