“ANCAK SEVGIYLE ÜRETILEN ŞARAPLAR DİĞERLERİNİN RUHUNU OKŞAYABİLİR …”
Üzümün şarapla baslayan serüveni yüz yılar degil, bin yıllarca öncesine dayanıyor. Şarap insan icin daima Tılsımlı bir icecek oldu. Cazibesini hiç bir zaman yitirmedi…Erkeklerin gözünde güzelliğini kaybetmeyen kadın şarap metaforuyla dile getirildi…
Sevgili Meltem ATALAY’ la üzümün şaraba olan yolcuğunu ve şarap’ la ilgili bilmemiz gereken bir çok detayı sizler için konuştuk.
BERNA : Sizi biraz tanıyabilir miyiz ? Bağcılığa Başlama hikayeniz nasıl?
Prof.Dr.Metin Güner’in ( kendisi babam olur )1950 yılların da Ankara Dikmen’e taşınması ile başlar hikaye … Çünkü evleri Dikmen Şarap fabrikasının hemen yanındadır. O dönemlerde fabrika sahibi Rusya ‘dan kaçan Kazan Türk’ü bir aileydi. Tüm çocukluğu bu ailenin çocukları ile üzüm bağlarının arasında geçti. Beraber üzüm toplamış , üretimleri görmüş neticede bu havayı solumuş. 1980 ‘lerde İzmir’e ilk geldiğinde hobi olarak tekne ve denizle ilgilenmiş. Sonra 2000 senelerinin başlarında araziler almaya başlamış. Bu aldığı arazilerde kendi kendine ne yapmalıyım diye düşünmüş. Ve Urla’nın şarap üzerine 5000 yıllık geçmişini düşünerek, bağlar kurmaya karar vermiş. Bir taraftan doktorluk mesleğine devam ederken , diğer taraftan nasıl şarap yapılacağını öğrenmeye başlamış. Benim bu hobisine el vermem ise 2007 senesiydi. Neden bu hobiyi profesyonelleştirmiyoruz diyerek şaraphane kurma izinleri için başvuruları başlattık. 2010 senesinde tüm izinler ve şaraphanemiz hazır hale gelmişti ve ilk rekoltemiz 2011 senesinde piyasaya arz edildi. Kardeşim Mert Güner’in profesyonel iş hayatını bırakarak bize 2013 katıldı. Günümüzde Eşim Emre Atalay kendi iş ve politik hayatının dışında satış/pazarlama ve tanıtımlarımızda bizlere destek veriyor. Annem sunumlar için Mutfak bölümünü koordine ediyor. Kısacası aile olarak hep birlikte çalışmaktayız.
Üzümün şaraba olan yolculuğunu bize anlatır mısınız?
Üzümün iyi bir şarap olma hikayesi bağlarda başlar. Kaliteli üzümler iyi şarabın ilk basamağıdır. Üzüm yolculuk sevmez, bu nedenle kendi bağlarımızdan kendi üzümlerimizi işlemekteyiz. Üzümler toplandıktan sonra şıranın ( üzüm suyu )şişeye girinceye kadar , tüm duyu organlarınızın alarm seviyesinde kontrolünüzün altında olması gerekmektedir. Beyaz ve roze ler için bu süre kısadır mesela bu sene toplanan beyaz ve roze üzümleri 2018 yılı Nisan’ı gibi piyasaya arz edilecek duruma gelir. Ancak kırmızılar meşe fıçılarda bekletildikleri için bu süreler daha uzundur.
Şarap kültürü hakkında bilmemiz gerekenler neler?
Şarap kültürü engin bir deniz gibidir. Bizler bile bu işlerle yakinen uğraştığımız halde daha çok başlarındayız. Bu kültürü tanımak için çok okumak , gezmek ve tatmak gerekmektedir.
Bir Şarabın kalite kriterleri neler olmalıdır?
“Kaliteli şarap pahalıdır” sadece bizim ülkemizde görülen bir durumdur. En güzel şarap size güzel gelendir.
Şarap seçerken ve içerken nelere dikkat etmeliyiz?
Öncelikle şarap seçebilmeniz için , sevdiğiniz üzümlerin çeşitlerini ve bu üzüm çeşitlerinin hangi bölgelerde yetiştirildiğini öğrenmeniz gerekmektedir.
Seçeceğiniz yemek çok önemlidir; şarabınız ne kadar iyi olursa olsun yanında tüketeceğiniz yemek şarabınızı rezil de edebilir vezir de edebilir. Bu konu olduka derindir ; bulunduğunuz ortam, o günkü modunuz hatta o an dinlediğiniz müzik bile şarabınızdan alacağınız tadıetkilemektedir.
Şuanda kaç yıllık bir bağ evsiniz? Ve hedefiniz nedir?
Biz boutique üreticiyiz , ilk rekoltemiz 2011 , şuan kapasitemiz 40.000 lt ( yaklaşık 50.000 şişe ) ama 15000-20000 şişe civarı üretim yapmaktayız. Şuan için üretim kapasitemizi artırmayı düşünmüyoruz.
Bu sene bağlarımızın için boutique otel ve restoran yatırımına başlamayı planlamaktayız.
Pazarlama açısından nasıl bir Yöntem izliyorsunuz ? Yurt dışı bağlantılarınız var mı?
Bildiğiniz gibi bizim sektörde her türlü reklam yasak bu nedenle kulaktan kulağa yayılmaya çalışıyoruz. Yurtdışına satan Türk üreticileri komik fiyatlara ihraç ediyorlar, biz bunun yerine çok talep görmemize rağmen kendi Ülkemizde tüketilmesini tercih ediyoruz. Türkiye çıkış kapılarında setur ( free shop ) işletmelerinde de ürünlerimiz bulunmaktadır.
Sizce İzmir de ve ülke genelinde yeteri kadar tanınıyor musunuz?
2011 de uygulanmaya başlanan yeni alkol düzenlemelerine rağmen piyasa bir marka yaratmayı başardık diye düşünüyorum. Biz Boutique üreticilerin piyasadaki büyük üreticilerin haksız rekabetleri karşısında , yer alamaya çalışmamız çok zor oluyor. Ama boutique üreticiler sayesinde Türkiye ‘de kaliteli ürünler yapılmaya başlandı.
Üretim ve satış miktarı açısından, Ülkemizdeki diğer bağlar arasında neredesiniz?
Bahsettiğim gibi biz boutique üreticiyiz. 60 dönüm bağımız var , Türkiye’de kıyas yaparsanız devede kulak ama dünyaca ünlü Şato Romano Conti ‘in 10000 euro dan başlayanürünleri sadece 10 dönümlük araziden yapılıyor. Yani miktarları önemi değil. Önemli olan ürünün kalitesidir.
Uluslar arası şarapla ilgili olarak ağlara ve ya gruplara üye misiniz ? Uluslar arası Yarışmalara katılıyor musunuz ?Dereceniz var mı?
Yarışmalar katılmıyoruz. İhracat yapmayı düşünmediğimiz için gerekli görmedik. Zaten yarışmalar baktığınız zaman bütün büyük üreticiler ilk sıraları kapıyorlar, çok gerçekçi değerlendirme yapıldığına inanmıyorum.
Ülkede şarap Kültürünün ve bağcılığın gelişmesi için neler yapmak gerekiyor?
Okumak ve eğitmek gerekiyor. Ancak turizm okullarında bile kokteyl hazırlama derslerinin kaldırıldığı bir ortamda bu çabaların bireysel yapılması gerekmektedir.
Şarap ve bağcılık üzerine eğitimler, workshoplar vermeyi düşünür müsünüz ? Bu eğitimlerin katkıları her iki tarafa da neler olur?
Alkol düzenlemeleri nedeniyle bu eğitimler kaldırıldı, bizler şahsen bu tip eğitimleri yurt dışında alabilmekteyiz. Kendi yerimizde ( Şato Inn ) sunumlarımızın yanı sıra bu kültürle ilgili bilgi paylaşımları yapmaktayız.
Ülkemizde henüz şarap dünya ülkelerine kıyasla başlangıç aşamasında . Ne kadar çok öğrenilirse , talep o kadar artar. Rakı / balık tan kurtulmalıyız.
Son olarak; Şarap evi sahibi olmak, bağcılıkla uğraşmak çok sıra dışı … Böyle bir sorumluluk almak isteyen insanlara Önerileriniz var mı ? Nerden başlamalı insanlar?
Muteşem keyifli bir o kadar da zor bir iş. Fiziksel zorlukları nedeni ile emeklilikte yapılacak bir iş değil. Kesinlikle İtalyan’ların dediği gibi aile işi. Topraktan başlamaları gerekmektedir.
Bu işi yapabilmeleri için ruhunuzda çılgınlık.
Tırnaklarınızın arasında toprak, elbiselerinizde terinizin tuzu,
şarabınızı yudumlarken bedeninizde yorgunluk ve kalbinizde huzur olması gerekir .
Ancak sevgiyle üretilen şaraplar , diğerlerinin ruhunu okşayabilir.